Sayfalar

İzleyiciler

movie etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
movie etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mayıs 2011 Cuma

S.O.S. Dünya

S.O.S. Dünya

Joshua Cordes’le Liam O’Donnell’ın özgün senaryosundan çekilen bilim kurgu, uzaylı yaratıkların dünyayı istilasına karşı insan ırkının yaşamda kalma savaşımını etkileyici görüntülerle yansıtıyor.
Sanatçı Jarrod ve kız arkadaşı Elaine, Jarrod’ın rapçı arkadaşı Terry’nin doğum günü partisine katılmak üzere New York’tan Los Angeles’a giderler. Terry, Jarrod’a onunla birlikte müzik şirketinde çalışması önerisinde bulunur. Bu kazançlı öneri Elaine’in hoşuna gitmez, genç kadın hamiledir, bir an önce New York’a dönmek istiyordur.

7 Nisan 2011 Perşembe

Bianel'den 9 film

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nca (İKSV) düzenlenen ''30. İstanbul Film Festivali''nde, İstanbul Bienali için hazırlanan 9 filmden oluşan ''İsimsiz'' başlıklı özel seçki gösterime girdi.
Vakıftan yapılan açıklamaya göre, 17 Eylül-13 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek ''12. İstanbul Bienali''nin küratörleri Jens Hoffmann ve Adriano Pedrosa'nın hazırladığı film seçkisinde, bienalin sorguladığı konularla estetik veya siyasi açıdan ilişkisi olan 9 film gösteriliyor.
Bu filmler, Tevfik Başer'in ''40 m2 Almanya'', Ousmane Sembene'nin ''Kara Kız'', Ramin Goudarzi Nejad ve Mahshad Torkan'ın ''Çıkmaz'', William E. Jones'un ''Massilon'', Konrad Wolf'un ''19 Yaşındayım'', Guy Debord'un ''Sade İçin Ulumalar'', Derek Jarman'ın ''Mavi'', Humberto Solas'ın ''Lucia'' ve Peter Watkins'in ''Paris Komünü''.

24 Şubat 2011 Perşembe

İçsel serüven yolculuğu

İçsel serüven yolculuğu

Elizabeth Gilbert’ın çok satışlı özyaşamsal romanı Eat, Pray, Love: One Woman’s Search for Everything Across Italy, India and Indonesia’dan uyarlanan film bir kadının içsel yolculuğunu zevkli bir anlatımla aktarıyor.
Kırklarındaki yazar Liz Gilbert’ın mutlu olmak için herşeyi vardır: Yakışıklı bir kocası, güzel bir evi, başarılı bir mesleği. Ama Liz mutlu değildir, ne yapacağını bilmiyordur, yaşamı iyi gitmiyordur. kendini yitik duyumsuyordur, belirgin bir değişikliğe gereksinimi vardır.

Yaşama karşı büyük bir açlık duyan Liz bir yıl sürecek bir dünya yolculuğuna çıkar. İlk durağı İtalya’dır, burada tad alma duyusunu yeniden kazanır, yeni dostlar edinir, bir şey yapmamanın hoş mutluluğunu ayrımsar. İtalya’dan Hindistan’a geçen Liz, meditasyon ve özverili çalışma sayesinde güçlenir, yaşamın ne denli değerli olduğunu görür. Son uğrağı Endonezya’da korkularıyla yüzleşir, iç dengesine kavuşur. Artık yaşamın tadını çıkarmaya hazırdır.

2 Aralık 2010 Perşembe

Dünyanın dengesini koru ( film )

Ünlü Amerikan televizyon animasyonu Avatar’ı sinemaya uyarlayan M. Night Shyamalan, gözde temaları aileyi, dört elementi, doğanın dengesini, bir kültürün yokoluşunu, yaşamda kalabilmeyi, umudu, insan olabilmeyi irdeliyor.
Gezegendeki dört ulus dört ana öğeyi, havayı, suyu, toprağı ve ateşi denetlemektedir. Ateş ulusu diğerlerine karşı acımasız bir savaş başlatınca dört ulusun yazgısı birbirine bağlanır.
Ateş ulusu hava ulusunu yener, toprak ve su uluslarına karşı savaşmayı sürdürür. Yıkımın akışını değiştirecek hiçbir umut ışığı taşımayan bir dönem gelir.

19 Kasım 2010 Cuma

"Prensesin uykusu" vizyona giriyor

Çağan Irmak'ın yönettiği ve Çağlar Çorumlu, Sevinç Erbulak, Genco Erkal ile Alican Yücesoy'un oynadığı ''Prensesin Uykusu'' filmi, sinemaseverlerle buluştu.
Masal tadında bir film olarak dikkati çeken ve güleryüzlü bir Çağan Irmak yapımı olarak yorumlanan filmin konusu şöyle:
''Bir kütüphanede memur olarak çalışan Aziz, kendi küçük dünyasında sakin ve huzurlu bir hayat sürdürmektedir. Bir gün, Seçil ve 10 yaşındaki kızı Gizem, Aziz'in oturduğu apartmana taşınır. Aziz'in yeni komşularıyla renklenen hayatı, küçük kızın daldığı uzun uykuyla gölgelenir. Gizem'in daldığı uyku sebebiyle bu insanlar birlik olup, kaderi değiştirmeye çalışır.''

27 Eylül 2010 Pazartesi

205 film izleyiciyle buluştu

Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 17'incisi düzenlenen Uluslararası Altın Koza Film Festivali kapsamında 205 film, 9 sinema salonunda yaklaşık 55 bin kişi tarafından izlendi.
Adana- Düzenleme komitesinden aldığı bilgiye göre, 20-26 Eylül tarihlerinde yapılan 17. Altın Koza Film Festivali, yarışma ve gösterim bölümlerinin yanı sıra atölye ve söyleşiler gibi etkinliklerle de sanatseverler tarafından yoğun ilgi gördü.
Geleneksel ''Sevgi Korteji'' ve ''Sinema Dayanışma Gecesi'' ile Türk sinemasının emektar oyuncularının halkla buluştuğu festival kapsamında, sanatçılar Göksel, Sibel Can, Erol Evgin, Fatih Kısaparmak, Zuhal Olcay ve Gülay konser verdi.
Festival kapsamında Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması ve Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması düzenlendi. Yunan yönetmen Theo Angelopoulos'un ''Onur Konuğu'' olduğu festivalde, Müjde Ar ve Atilla Dorsay'a da ''Yaşam Boyu Onur Ödülü'' verildi.

24 Eylül 2010 Cuma

"Korku filmi yapmak Türk insanının geninde yok"

Sinema Yazarı Atilla Dorsay, ''Korku filmi yapmak Türk insanının geninde yok. Bazı şeylere özenmemek lazım'' dedi.
Sinema Yazarı Atilla Dorsay, 17. Uluslararası Altın Koza Film Festivali kapsamında geldiği Adana'da, Kurttepe Anadolu Lisesinde söyleşiye katıldı.
Gençlik yıllarında sinema filmi yapmanın kolay olmadığını belirten Dorsay, ''Kolay olsaydı muhtemelen kötü bir yönetmen olurdum. Şimdi kötü 10-15 filmim olurdu ama iyi ki olmamışım, çünkü iyi bir sinema yazarı oldum. Şu ana kadar 40 iyi kitabım oldu'' dedi.
Günümüzde sinema yapmanın kolaylaştığını ifade eden Dorsay, şöyle devam etti:
''Bunun hem artıları ve katkıları oldu hem de olumsuzlukları beraberinde getirdi. Çok iyi eserler de ortaya çıktı, çok kötüleri de yapıldı. Bunun son örneği, Türk yapımı korku filmleri. Korku filmlerini yapmak Türk insanın geninde yok. Bu, gen meselesi. O farklı bir edebiyat. Bizde korku romanı hiç yazılmamış, yok. Batıda inanılmaz güzellikte korku romanları yazılmış, böyle bir tür ortaya çıkmış ama bizde tek bir örnek yok. Yeşilçam'ın tek korku filmi, 'Drakula İstanbul'da' diye bir filmdi. Korkunç bir filmdir, korkutmak açısından değil ama başka şeyler açısından öyledir''

9 Eylül 2010 Perşembe

Beyoğlu Sineması'nda Macar filmleri

Beyoğlu Sineması ve Kartal Sanat Tiyatrosu Kültür Merkezi, yarından itibaren 16 Eylüle kadar Macar filmlerine sahne olacak.
Macar Filmleri Haftası etkinlikleri kapsamında çağdaş Macar sinemasının kilometre taşları ve 2000'li yıllarda adını duyuran genç kuşak yönetmenlerin filmlerinden oluşturulan seçkide, İstanbullu sinemaseverler bir hafta boyunca 8 uzun metraj ve 6 belgesel film izleme imkanı bulacak.
Beyoğlu Sineması, hem uzun metraj, hem belgesel filmlere evsahipliği yaparken, Kartal Sanat Tiyatrosu Kültür Merkezinde belgesel filmler gösterilecek.

Türk sinemaseverler, bu hafta 5 yeni filmle buluşacak

5 yeni film vizyona girecek

Türk sinemaseverler, bu hafta 5 yeni filmle buluşacak.
Naci Çelik Berksoy'un yönettiği ve Ozan Çobanoğlu, Kadim Yaşar, Ezgi Sertel ile Fatih Yurdakul'un oynadığı ''Paramparça'', kara filmin başarılı örnekleri arasında yer almaya aday gösteriliyor.Senaryo aşaması 3 yıl, çekim aşaması ise 8 hafta süren filmin konusu şöyle:
''Hapisten yeni çıkan ve geçmişini unutmak isteyen eski kiralık katil Kemal, dış dünyadan kaçsa da vicdanı rahat değildir. Yeni bir hayata başlayabilmek için eşi ve kızına sarılır. Fakat kötü kaderi peşini bırakmaz. Ömer'den intikam almayı kafasına takmış olan Uğur, aradığı adamı bulmuştur ve

26 Ağustos 2010 Perşembe

Vizyona Girecek Filmler

3 yeni film vizyona giriyor

Türk sinemaseverler, bu hafta 3 yeni filmle buluşacak.
Agnieszka Wojtowicz-Vosloo'nun yönettiği ve Christina Ricci, Liam Neeson, Justin Long ile Chandler Canterbury'nun oynadığı ''Diriliş/ Afterlife'', gerilim sahneleriyle dikkat çekiyor.
Başrollerinde ''Altın Küre'' adayı Christina Ricci'nin oynadığı filmin konusu şöyle:

14 Temmuz 2010 Çarşamba

''11'e 10 Kala'' Polonya'dan ödül

''11'e 10 Kala'' Polonya'dan ödül

Yönetmen Pelin Esmer'in ''11'e 10 Kala'' adlı filmi, Polonya'da düzenlenen Tofifest Film Festivali'nde ''En İyi Film'' ödülünü aldı.
 Dünya prömiyerini San Sebastian Film Festivali'nde yapan ''11'e 10 Kala'', Polonya'da düzenlenen Tofifest Film Festivali'nde yarıştı. Baş rollerini Nejat İşler ve Mithat Esmer'in paylaştığı ''11'e 10 Kala'', festivalde ''En İyi Film'' ödülüne layık bulundu.
Film, festival yolculuğuna, önümüzdeki günlerde Polonya ERA New Horizons Film Festivali, Kore Chungmuro Film Festivali ve Japonya Fukuoka Focus on Asia Film Festivali ile devam edecek.
''11'e 10 Kala'', İstanbul, Adana Altın Koza, Ankara, Abu Dabi, Tromsö, Nürnberg, Cinema Novo, Tetouan ve IndieLisboa film festivallerinden de toplam 14 ödülle döndü.