-
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri----------- -- Teknoloji İnternet ve Bilim Haberleri
İzleyiciler
mısır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mısır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
5 Mart 2014 Çarşamba
Kuraklığa dayanıklı "hububat"
Konya'da Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü bünyesinde kurulan Kuraklık Test Merkezi'nde, kuraklığa dayanıklı buğday, arpa ve mısır gibi tarla bitkileri yetiştiriliyor.
Küresel ısınmaya bağlı olarak görülen iklim değişikliği ve tarımsal kuraklığın son yıllarda şiddetini artırması, temel gıda problemlerini de beraberinde getiriyor.
Özellikle son 10 yıl içinde Türkiye'de görülen kuraklık, tarımsal ürün çeşitliliği başta olmak üzere, hububattaki rekolteyi de ciddi oranda etkiledi.
Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdür Fatih Özdemir, son yıllarda küresel ısınmanın etkilerinin, kuraklık tehdidini daha da artırdığını söyledi. Türkiye'deki tarım alanlarının ortalama 13 milyon hektarlık alanında buğday ve arpa ekimi yapıldığını anlatan Özdemir, bu
25 Mayıs 2011 Çarşamba
Mısır'da 17 kayıp piramit bulundu
Bilimadamlarının uydu haritaları üzerinde yaptığı araştırma sonucunda, Mısır'da aralarında 17 piramit ve binin üzerinde mezarın olduğu kayıp hazineler bulundu.
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) desteğindeki projede, yeraltındaki yapıları keşfetmek için yerden 700 km yüksekteki uydunun kızılötesi görüntülerini inceleyen Amerikalı bilimadamları, ayrıca 3 bin eski yerleşimi tespit etti.
Uydu haritalarındaki verileri teyid etmek için arkeologlar tarafından yapılan test kazıları sonucunda, iki piramidin varolduğu kanıtlandı.
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) desteğindeki projede, yeraltındaki yapıları keşfetmek için yerden 700 km yüksekteki uydunun kızılötesi görüntülerini inceleyen Amerikalı bilimadamları, ayrıca 3 bin eski yerleşimi tespit etti.
Uydu haritalarındaki verileri teyid etmek için arkeologlar tarafından yapılan test kazıları sonucunda, iki piramidin varolduğu kanıtlandı.
5 Şubat 2011 Cumartesi
Şekerde acı oyunlar
Mısırdan elde edilen Nişasta Bazlı Şeker maddesinin başta ABD olmak üzere Fransa, Hollanda, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerdeki üretimi, halkın bilinçlenmesi ve devletin duyarlılığıyla beraber sınırlandırılarak kullanımı engellenirken Türkiye'de her sene artan kotanın ve beraberinde gelen tüketim artışının yarattığı ikilem nihayet gündemimize girdi.
Doktorlar uyarıyor; önceki senelere oranla günlük tüketimi hızla artan nişasta bazlı şeker, diğer bir ismiyle mısır şurubu insan sağlığını tehdit ediyor… Çay şekerinde yarı yarıya olan glukoz/fruktoz oranı mısır şurubunda %20 / %80 ile fruktozun lehine. Mısır şurubu özellikle paketlenmiş şekerlemelerde, meşrubat ve bilhassa çocukların tükettiği kolalı içecekler, bisküvi, kek gibi yüzlerce üründe çok kullanılıyor.
Aşırı fruktozun insan vücudu için neden uygun olmadığını ise İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Yavuz Dizdar açıklıyor; “Fruktoz insülin salgısını uyarmıyor, kanda yüksek seviyelere çıkıyor ve arkasından yağa dönüşerek depolanıyor. Bu yağa dönüşerek depolanma özellikle iç organlarda meydana geliyor". Prof. Dr. Kenan Demirkol da yine NBŞ ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Pancardan elde edilen şekerin bilimsel adı sakarozdur. Sakaroz bir molekül glikoz ve bir molekül fruktozdan oluşur. Yendikten sonra ince bağırsakta bu iki şeker birbirinden ayrılır ve ayrı ayrı emilir. Mısır şurubunda ise fruktoz, glikoza bağlı olmadığından ve daha hızlı emildiğinden pancar şekerine göre daha fazla şişmanlatıcı etkisi olmaktadır. Normalde şeker insanı zehirliyor, fruktoz üzerinden…”
Sonuç olarak aşırı fruktoz insülin direnci, kilo problemi, karaciğer yağlanması, trigliserid yüksekliği ve neticede diyabet, kalp-damar hastalıkları, obezite ve hipertansiyonu tetikleyebiliyor. Nişasta Bazlı Şekerin (NBŞ) kişi başına düşen tüketimi Avrupa’da 1-1.5 kilo arasında seyrederken bu rakam ülkemizde 6 kilo civarında. ABD’de gerçekleştirilen araştırmalar NBŞ’nin obezite ile obeziteye bağlı hastalıklara neden olduğunu, kronik hastalıkları salgına dönüştürdüğünü ortaya koyduktan sonra ve insanların bu konudaki bilinç düzeyinin artıp tüketimin düşmesiyle birlikte üretimde de yüzde 14 oranında azalma görüldü. ABD Başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama bile içerisinde mısır şurubu ihtiva eden ürünleri tüketmeyeceğini ve bu ürünleri çocuklarına vermeyeceğini söyledi.
Ülkemizde, “Herkes kendi sağlığından sorumludur” mantığı üzerinden “optimal beslenme”yi öne sürerek çözülemeyecek derece sağlığı tehdit eden NBŞ maddesiyle ilgili önlem almak en başta vatandaşın sağlığını korumakla yükümlü olan devlete düşmektedir. NBŞ’nin sağlık üzerindeki olumsuz etkisiyle ilgili gelişmiş ülkelerde yükselen alarm seslerine rağmen Türkiye’de üretimi düşürmek şöyle dursun, üretimin artırılması yoluna gidiliyor. Şeker-İş Sendikası Başkanı İsa Gök NBŞ üretim kotasının düşürülmesi için sendika olarak her sene dava açtıklarını, mahkemenin sendikayı haklı bulduğunu fakat Bakanlar Kurulu’nun kararı uygulamadığını söylüyor. Peki NBŞ üretimi neden ısrarla artırılıyor?
Lobicilik İddiaları
Sebep, şeker pancarına göre NBŞ’nin üretim maliyetinin düşüklüğü gibi aslında basit bir gerçeğe dayanıyormuş gibi görünse de olayı değişik açılardan değerlendirip, küresel boyutta ilişkilendirdiğimizde tablo biraz daha karmaşıklaşıyor. NBŞ üretimi, şeker pancarı üretimine nazaran ton başına 250-300 dolar kadar daha ucuz. Bu sebeple Türkiye, şeker pancarı üretiminde dünyada dördüncü ülke konumundayken mısır şurubunu üretmeyi tercih ediyor ve bu amaçla, örneğin geçtiğimiz 2010 senesinde, 500 bin ton mısır ithalatı yaptığı gözleniyor. Neticede genetiğiyle oynanmış mısırdan üretilen mısır şurubu insanların sağlığı üzerinde tehdit yaratmaya devam ediyor. Öte yandan konunun uluslar arası ilişkiler boyutunda daha ilginç niyet ve iddialar ortaya çıkıyor.
Türkiye coğrafi konumu itibariyle şeker pancarı üretimine en elverişli ülkeler arasında.. Bunun yanında etrafı yüksek oranlarda şeker ithalatı yapan ülkelerle çevrili. Bu durumda Türkiye’nin, şeker pancarı üretimini devam ettirdiği sürece etraf ülkelere hakim olup rekabet üstünlüğü sağlaması muhtemel. Buna izin vermek istemeyen AB Şeker Rejimi de çeşitli baskı yollarını kullanarak Türkiye’nin şeker sektöründe ipleri eline almasını önlemek istiyor.
Doktorlar uyarıyor; önceki senelere oranla günlük tüketimi hızla artan nişasta bazlı şeker, diğer bir ismiyle mısır şurubu insan sağlığını tehdit ediyor… Çay şekerinde yarı yarıya olan glukoz/fruktoz oranı mısır şurubunda %20 / %80 ile fruktozun lehine. Mısır şurubu özellikle paketlenmiş şekerlemelerde, meşrubat ve bilhassa çocukların tükettiği kolalı içecekler, bisküvi, kek gibi yüzlerce üründe çok kullanılıyor.
Aşırı fruktozun insan vücudu için neden uygun olmadığını ise İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Yavuz Dizdar açıklıyor; “Fruktoz insülin salgısını uyarmıyor, kanda yüksek seviyelere çıkıyor ve arkasından yağa dönüşerek depolanıyor. Bu yağa dönüşerek depolanma özellikle iç organlarda meydana geliyor". Prof. Dr. Kenan Demirkol da yine NBŞ ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Pancardan elde edilen şekerin bilimsel adı sakarozdur. Sakaroz bir molekül glikoz ve bir molekül fruktozdan oluşur. Yendikten sonra ince bağırsakta bu iki şeker birbirinden ayrılır ve ayrı ayrı emilir. Mısır şurubunda ise fruktoz, glikoza bağlı olmadığından ve daha hızlı emildiğinden pancar şekerine göre daha fazla şişmanlatıcı etkisi olmaktadır. Normalde şeker insanı zehirliyor, fruktoz üzerinden…”
Sonuç olarak aşırı fruktoz insülin direnci, kilo problemi, karaciğer yağlanması, trigliserid yüksekliği ve neticede diyabet, kalp-damar hastalıkları, obezite ve hipertansiyonu tetikleyebiliyor. Nişasta Bazlı Şekerin (NBŞ) kişi başına düşen tüketimi Avrupa’da 1-1.5 kilo arasında seyrederken bu rakam ülkemizde 6 kilo civarında. ABD’de gerçekleştirilen araştırmalar NBŞ’nin obezite ile obeziteye bağlı hastalıklara neden olduğunu, kronik hastalıkları salgına dönüştürdüğünü ortaya koyduktan sonra ve insanların bu konudaki bilinç düzeyinin artıp tüketimin düşmesiyle birlikte üretimde de yüzde 14 oranında azalma görüldü. ABD Başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama bile içerisinde mısır şurubu ihtiva eden ürünleri tüketmeyeceğini ve bu ürünleri çocuklarına vermeyeceğini söyledi.
Ülkemizde, “Herkes kendi sağlığından sorumludur” mantığı üzerinden “optimal beslenme”yi öne sürerek çözülemeyecek derece sağlığı tehdit eden NBŞ maddesiyle ilgili önlem almak en başta vatandaşın sağlığını korumakla yükümlü olan devlete düşmektedir. NBŞ’nin sağlık üzerindeki olumsuz etkisiyle ilgili gelişmiş ülkelerde yükselen alarm seslerine rağmen Türkiye’de üretimi düşürmek şöyle dursun, üretimin artırılması yoluna gidiliyor. Şeker-İş Sendikası Başkanı İsa Gök NBŞ üretim kotasının düşürülmesi için sendika olarak her sene dava açtıklarını, mahkemenin sendikayı haklı bulduğunu fakat Bakanlar Kurulu’nun kararı uygulamadığını söylüyor. Peki NBŞ üretimi neden ısrarla artırılıyor?
Lobicilik İddiaları
Sebep, şeker pancarına göre NBŞ’nin üretim maliyetinin düşüklüğü gibi aslında basit bir gerçeğe dayanıyormuş gibi görünse de olayı değişik açılardan değerlendirip, küresel boyutta ilişkilendirdiğimizde tablo biraz daha karmaşıklaşıyor. NBŞ üretimi, şeker pancarı üretimine nazaran ton başına 250-300 dolar kadar daha ucuz. Bu sebeple Türkiye, şeker pancarı üretiminde dünyada dördüncü ülke konumundayken mısır şurubunu üretmeyi tercih ediyor ve bu amaçla, örneğin geçtiğimiz 2010 senesinde, 500 bin ton mısır ithalatı yaptığı gözleniyor. Neticede genetiğiyle oynanmış mısırdan üretilen mısır şurubu insanların sağlığı üzerinde tehdit yaratmaya devam ediyor. Öte yandan konunun uluslar arası ilişkiler boyutunda daha ilginç niyet ve iddialar ortaya çıkıyor.
Türkiye coğrafi konumu itibariyle şeker pancarı üretimine en elverişli ülkeler arasında.. Bunun yanında etrafı yüksek oranlarda şeker ithalatı yapan ülkelerle çevrili. Bu durumda Türkiye’nin, şeker pancarı üretimini devam ettirdiği sürece etraf ülkelere hakim olup rekabet üstünlüğü sağlaması muhtemel. Buna izin vermek istemeyen AB Şeker Rejimi de çeşitli baskı yollarını kullanarak Türkiye’nin şeker sektöründe ipleri eline almasını önlemek istiyor.
14 Ekim 2010 Perşembe
Anadolu Ateşi'ne Mısırlılar'dan büyük ilgi
Dünyanın birçok ülkesinde kapalı gişe gösterilerini sunan Anadolu Ateşi Dans Topluluğu'nun 7'nci kez gittiği Mısır'daki gösterileri büyük ilgi görüyor.
Mısır Giza Piramitleri’nin önünde gösteri yapılmasına izin verilen dünyadaki ilk ve tek grup olan Anadolu Ateşi’nin Kahire Opera House’da yaptığı ilk gösterisini Mısırlı bakanlar, beğeni ile izlediler.
Dünyanın en önemli ve en muhteşem gösteri merkezlerinde, sanatseverlere gösterilerini sunan Anadolu Ateşi Dans Topluluğu; 7’nci kez gittiği Mısır’da büyük bir ilgiyle karşılandı. 11-17 Ekim tarihleri arasında yapacağı 6 gösterinin tüm biletleri bir ay öncesinden tükenirken, topluluğun ilk gösterisini Mısır Başbakanı, Mısırlı 7 bakan, 15 büyükelçi ve yaklaşık 2 bin sanatsever izledi.
Anadolu Ateşi / Fire Of Anatolia (Anadolu Ateşi Kimdir? - Anadolu Ateşi Hakkında)
Türk Kültürünün dünyadaki en önemli temsilcilerinden Anadolu Ateşi, Mısır’da özel bir ilgiyle karşılanırken,
Dünyanın en önemli ve en muhteşem gösteri merkezlerinde, sanatseverlere gösterilerini sunan Anadolu Ateşi Dans Topluluğu; 7’nci kez gittiği Mısır’da büyük bir ilgiyle karşılandı. 11-17 Ekim tarihleri arasında yapacağı 6 gösterinin tüm biletleri bir ay öncesinden tükenirken, topluluğun ilk gösterisini Mısır Başbakanı, Mısırlı 7 bakan, 15 büyükelçi ve yaklaşık 2 bin sanatsever izledi.
Anadolu Ateşi / Fire Of Anatolia (Anadolu Ateşi Kimdir? - Anadolu Ateşi Hakkında)
Türk Kültürünün dünyadaki en önemli temsilcilerinden Anadolu Ateşi, Mısır’da özel bir ilgiyle karşılanırken,
güncel,gazete,güncel haberler, son dakika,News
Anadolu Ateşi,
dans,
mısır
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)