Sayfalar

İzleyiciler

yazı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yazı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Nisan 2011 Perşembe

Fotoğraf ve Yazı

Fotoğraf ve Yazı

Pierre Assouline'ın, Le Monde'daki köşesi 'Kitapların Cumhuriyeti'nde, 15 Ekim 2010 günkü yazısında benden söz ettiğini öğrenince, bir önceki yazısını (bkz. Noksan) düşünerek, bir kere daha tırmalama gereksinmesi duyup duymadığını merak ettim, öyle değilmiş.
Assouline, metin içi görsel kullanımına ilişkin toparlayıcı bir okumaya yönelmiş, Bent Jangfeld'ın yeni yayımlanan Mayakovski yaşamöyküsünden hareketle.

Önce, bir atamızı selamlayarak: Çılgın Aşk'ın ve Nadja'nın Breton'unu. Sonra, üç yazar üzerinden, bu seçimin anlatı alanında kazandığı genişliğe dikkat çekiyor: Sebald, Frédéric Brun ve ben. (Brun'u hiç tanımıyorum). Üçümüzün kitaplarının da aynı yayınevinden çıktığına dikkat çekiyor ve sözü Actus Sud'ün yayın yönetmeni Bertrand Py'ye bırakıyor: 'Fotoğrafla metnin onlardaki çifte kullanımı bizi kelimeler olmadan hiçbir şeyi görmediğimizi anlamaya çağırıyor. Şurası gerçek ki, kimse aynı fotoğrafı aynı kelimelerle görmüyor; demek ki, diyebilirim, burada söz konusu ettikleri fotoğrafın nesnel koşulundan kurtarılması. Böylece, estetik bir girişimde

8 Şubat 2011 Salı

Yılmaz Özdil, Defne Joy Foster'ın yanına gitmiş.. İşte rekor kıran yazı!



Son durak
Defne’ye gittim.
Sohbete...
Hepinize selamı var.

*
En önce Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Örsan Öymen ve Ufuk Güldemir gelmiş yanına... Çetin Bey, her zamanki gibi zarif, “ardından yazılan iğrençlikler için, basın mesleği adına senden özür dileriz” demiş... Abdi bey de, iman tahtasındaki mermi deliklerini gösterip, “bozma moralini kızım” demiş, “benim katilimi bile ekrana çıkarıp sırtını sıvazladılar, boşver.”
*
Defne ağlamaklı olmuş tabii.
Bi bakmış ki, Vehbi Koç’la Sakıp Sabancı geliyor, ellerinde kırmızı karanfil, yanlarında Erdal İnönü... Sakıp ağa meşhur esprileriyle yüzünü güldürmüş Defneciğin... Hatta, Erdal Bey kendisi için “E.T.” diye yazdıklarını hatırlatıp, “siyasette hırsızlık yapmadığım için beni uzaylıya benzettiler herhalde” deyince, o her daim ciddi Vehbi Bey bile basmış kahkahayı.
*

23 Eylül 2010 Perşembe

130 yılın en sıcak yazı suyu tüketti

TBMM Çevre Komisyonu Başkanvekili ve AKP Hatay Milletvekili Mustafa Öztürk, bu yaz son 130 yılın en sıcak günlerinin yaşandığını belirterek, çölden gelen aşırı ve kavurucu sıcak hava dalgasının, deniz, göl ve akarsu gibi yüzeysel suların daha fazla buharlaşmasına neden olduğunu bildirdi.
TBMM Çevre Komisyonu Başkanvekili Mustafa Öztürk, bu yaz dünyada aşırı sıcaklık rekorları kırıldığını anımsattı.
Dünyada son 130 yıldır hava sıcaklığının ölçüldüğünü belirten Öztürk, ''Bu yıl, 130 yılın en sıcak yazıyla birlikte çölden gelen aşırı ve kavurucu sıcak hava dalgası, deniz, göl ve akarsu gibi yüzeysel suların daha fazla buharlaşmasına neden oldu. Aşırı sıcaklardan dolayı bazı göller, akarsular ve dereler kurudu'' dedi.