Fotoğraf ve Yazı
Pierre Assouline'ın, Le Monde'daki köşesi 'Kitapların Cumhuriyeti'nde, 15 Ekim 2010 günkü yazısında benden söz ettiğini öğrenince, bir önceki yazısını (bkz. Noksan) düşünerek, bir kere daha tırmalama gereksinmesi duyup duymadığını merak ettim, öyle değilmiş.
Assouline, metin içi görsel kullanımına ilişkin toparlayıcı bir okumaya yönelmiş, Bent Jangfeld'ın yeni yayımlanan Mayakovski yaşamöyküsünden hareketle.
Önce, bir atamızı selamlayarak: Çılgın Aşk'ın ve Nadja'nın Breton'unu. Sonra, üç yazar üzerinden, bu seçimin anlatı alanında kazandığı genişliğe dikkat çekiyor: Sebald, Frédéric Brun ve ben. (Brun'u hiç tanımıyorum). Üçümüzün kitaplarının da aynı yayınevinden çıktığına dikkat çekiyor ve sözü Actus Sud'ün yayın yönetmeni Bertrand Py'ye bırakıyor: 'Fotoğrafla metnin onlardaki çifte kullanımı bizi kelimeler olmadan hiçbir şeyi görmediğimizi anlamaya çağırıyor. Şurası gerçek ki, kimse aynı fotoğrafı aynı kelimelerle görmüyor; demek ki, diyebilirim, burada söz konusu ettikleri fotoğrafın nesnel koşulundan kurtarılması. Böylece, estetik bir girişimde
buluşuyorlar'. Gallimard'ın editörlerinden Thomas Simonnet bu tavrın daha da yaygınlaşacağı kanısında olduğunu söylemiş Assouline'e: 'Bazı yazarların fotoğrafla sıcak ilişkileri düşünülecek olursa, roman alanında da ağır basacak bu anlayış. Bu bellek izleri, gırtlağına kadar imgeye doymuş bir dünyada, onların durumunu sorgulamamızla kalmayacak, yazı üzerindeki düşüncelerimizi yenilemeye de sürükleyecek bizi'.
Assouline, benim yazı ile imgeyi bir karşılıklı yansı(t)ma denklemi içinde kullanışımın altını çiziyor. Ayna'dan haberi olmadığı, olamayacağı halde bu saptamaya ulaşması ilginç göründü bana. İmge, bazan bir noktalama işareti, çoğu zaman bir paragraf özelliği taşır - ilişkilendirme niyetine bağlı olarak. Yazı'dan bağımsız, kimilerinde görüldüğü gibi bir illüstrasyon ögesi kesinkes değildir.
Aynı dönemin, farklı coğrafyalardan ve kültürel geçmişlerden çıkmış üç(ten fazlası var) yazarını buluşturan bu köprü üzerine söylenecek çok söz var - yeri, sırası geldiğinde.
Assouline'in yazısı, nicedir üzerinde durduğum 'hısımlık ilişkileri'nin bir cephesine ışık düşürüyor; kendimle ilgili dile getirdiklerimi bir başkasının pekiştirmesi bana anlamlı göründü. Ama, diyorum ya, bir cephe bu, işin içinde başka düzlemlerde de gerçekleştiği kanıtlanabilecek ortaklıklar sözkonusu.
Dahası, ortak paydanın yalnızca edebiyat ile sınırlanamayacağı açık. Farklı ifade alanlarında da ciddi koşutluklar ortaya çıkmış durumda çoktandır. Paris'te, son sefer, Kabakov'un 'Mutfak' çalışması üstüne yazdığım, yeni bir dizinin başlangıcı kısa metinden söz etmiş olabilirim, geçenlerde Alpagut Gültekin kitaplığından üç Kabakov kitabı ulaştırdı bana: 'Ortak Mutfakta Söyleşiler (Yuri Kuper ile), On Karakter ve Apartman Dairesinden Uzaya Uçan Adam.
Kitapları hızla katederken, şaşkınlıktan şaşkınlığa düştüm diyebilirim: Hiçbir edebiyat adamıyla (yaşayan) bu kadar ortak noktam bulunabileceğini sanmıyorum! Uçuş, koleksiyonculuk, uzam bağlantıları, yıllardır beni en içeriden kurcalayan sorunların sımsıkı izdüşümlerini gördüm Kabakov'da -ötesine, yerinde açılmayı yeğleyeceğim, burada çentik atmakla yetinerek:
'Kavramsal Edebiyat' sorununa 'Bir Su Masalı'nda inmeye karar vereli beri, hazırlık notları düşüyorum derkenara. O kitap, on yılı aşkın süredir kısık ateşte ilerleyen 'Kırmızı Eşek' ve 'Melekler Kitabı'nı kenara iterek birden hız kazandıysa içimde, nedensiz değil bu: Bir triptik oluşturmayı öngörüyorum onlarla. Acı Bilgi/Elma/Kravat üçlemesinden çok daha organik bütünlüklü, Mekik/Kulak/Sır üçlüsüne oranla çok daha programlı bir çerçeve kuruldu kafamda.
Bu, triptik bir kitap üçlemesinden öte bir düzleme taşıyor, taşıyacak beni: TYN'den ya da çoktürlülükten farklı olarak, Yazı Sanatı ile Tasavvur Sanatları arasında sımsıkı bir kaynaşma alanı oluşturmayı umuyorum onlarla.
Yazı ve imge buluşmasıyla sınırlı tutmuyorum bu kez kalıbı. Birincisi; görün(e)meyeni, dolayısıyla imgeleşme süreci somutlaşmamış bir hammadde türünü kurcalama olanağı doğuruyor açılan yollar. İkincisi; üçboyutluluk endişesini karşılayabilecek bir gizilgüç söz konusu triptiğin bünyesinde. Üçüncüsü; medium'ların uzlaştırılması ya da ortak işe koşulmaları sancısı devrede.
Kabakov'un andığım çalışmalarını metinsiz/yazısız düşünmek olanaksız bana kalırsa.
Triptiği bir yazı ürünü olarak sınırlandırmak da olanaksız.
-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen beğendiğiniz konulara yorumlar yazarak, diğer kullanıcıların takip etmesinde yarar sağlayınız
Hürriyet gazetesi, Milliyet gazetesi, Sabah Gazetesi, Posta gazetesi, Posta gazetesi, Habertürk gazetesi, Zaman gazetesi, Vatan gazetesi, Taraf Gazetesi, Radikal gazetesi, Cumhuriyet gazetesi, Türkiye gazetesi, Akşam gazetesi, Star gazetesi, Bugün gazetesi, Takvim gazetesi,Sözcü gazetesi, Yeni Şafak gazetesi, Aydınlık gazetesi, Yeniakit gazetesi, İnternetspor gazetesi, Fanatik gazetesi, Yurt gazetesi, Dünya Gazetesi
Meteoroloji,Hava Durumu,Hava Tahmini