Sayfalar

İzleyiciler

21 Mart 2011 Pazartesi

Gazetecilik ne zor zanaat

Gazetecilik ne zor zanaat

Yanlış hatırlamıyorsam, tarih 3 Aralık 1994 idi. Özgür Ülke, bombalanmıştı İstanbul'da, patlamanın şiddetini inanın anlatamam. Kadırga'dan adeta bir kasırga geçmişti, Ersin Yıldız yaşamını yitirmiş, çok sayıda kişi yaralanmıştı. Gece polis muhabirliği yapıyordum Milliyet'te, ertesi gün gazetede 'Dehşeti Yaşadım' başlığıyla çıkmıştı izlenimim, asıl dehşeti yaşayanlara haksızlık etmemişimdir umarım, çünkü 1992'den 1994'ün sonuna dek başta Diyarbakır olmak üzere özellikle Olağanüstü Hâl bölgesinde birçok gazeteci ve dağıtımcı canından oldu. Özgür Gündem Gazetesi'nde çalışmak ateşten gömlek giymekti, faillerin her olayda meçhul elbiseleriyle sırra kadem basması demekti. Meslektaşların ölümü ne ağırdı, korkunun heyulası, tetikliyordu dinmeyen yasımızı... Hafız Akdemir, Yahya Orhan, Hüseyin Deniz, Kemal Kılıç, Ferhat Tepe, Musa Anter. Gazeteciler katledildikçe, ürkütücü bir endişe, sarıyordu yarınlarımızı. Evet, gerçeğe kurşun işlemez denir ama gazetecilik de zor zanaat, dün ölümdü baskının adı, bugün ise cezaevleri.
Evet, “Press” filmi, bizleri yaklaşık 20 yıl öncesine götürüyor,
Özgür Gündem’in Diyarbakır bürosuna. Orada gazeteciler ile tanışıyoruz, canlarını ortaya koyan, hayatlarını hiçe sayan ve hep hedefte kalanlarla. Onlar, insan haklarının ihlallerinin resmiyet kazandığı Diyarbakır’da bir yandan haber geçip, diğer yandan da yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Ciwan Haco, “Diyarbakır” şarkısını söylüyor, kontrgerilla aman vermiyor, gazeteciler, katledilen arkadaşlarının haberini yapıyor. Hiç kuşkusuz, amatör, basit ve etkileyici bir film bu, tüm gücünü yakıcı gerçekliğinden ve vicdanından alıyor. Bizleri inandırıyor, o büroya sokmayı başarıyor. Medyayı eleştiriyor, sistemi sorguluyor, zihnimizi kurcalıyor. Meselem var diyor bu film, “yargısız infazları” anlatıyor. Politik sinema konusunda çuvalladığımız bir süreçte, bize umut veriyor, daha ne olsun ki.



Kürt gazetecilerin kanlı, canlı ve acılı öyküsünü bir Türk yönetmen, Sedat Yılmaz çekmiş. Borçlanmış, zorlanmış, neredeyse her şeyini el attığı filmini iki yılda tamamlayabilmiş. Ve sonunda ilk uzun metrajlı kurgusunda müthiş bir iş çıkartmış, alkışa ve her türlü takdire layık.



Press’in görüntü yönetmeni Demir Gökdemir. Filmin oyuncu kadrosunda ise Aram Dildar, Engin Emre Değer, Kadim Yaşar, Sezgin Cengiz, Tayfur Aydın, Asiye Dinçsoy, Bilal Bulut, Ömer Şahin, Fırat Altay, Abdullah Tarhan, Kemal Ulusoy, Hakan Karsak, Mahmut Gökgöz, Mahmut Bilen, Aram Kılavuz ve Gurgin Kalkan var. Hemen her oyuncu görevini tam olarak yapmaya çalışıyor ancak 17 yaşındaki gazeteci adayı Fırat’ı canlandıran Aram Dildar, resmen döktürüyor. Press’i önce iletişim fakültesi öğrencileri ile haber yerine magazine teslim olmaya başlayan gazeteciler seyretmeli, sonra istisnasız herkes.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen beğendiğiniz konulara yorumlar yazarak, diğer kullanıcıların takip etmesinde yarar sağlayınız
Hürriyet gazetesi, Milliyet gazetesi, Sabah Gazetesi, Posta gazetesi, Posta gazetesi, Habertürk gazetesi, Zaman gazetesi, Vatan gazetesi, Taraf Gazetesi, Radikal gazetesi, Cumhuriyet gazetesi, Türkiye gazetesi, Akşam gazetesi, Star gazetesi, Bugün gazetesi, Takvim gazetesi,Sözcü gazetesi, Yeni Şafak gazetesi, Aydınlık gazetesi, Yeniakit gazetesi, İnternetspor gazetesi, Fanatik gazetesi, Yurt gazetesi, Dünya Gazetesi
Meteoroloji,Hava Durumu,Hava Tahmini