Hâlâ öncelikle fabrikayı, atölyeyi kısacası modern endüstriye özgü üretim ve çalışma ilişkilerini çağrıştırıyor işçi-emekçi kavramı. Kapitalizmin esnek üretim örgütlenmesinin emek 'piyasasında' yol açtığı büyük ayrışma, parçalanma ve çeşitlenme, global düzeyde oluşan 'amele pazarı'nı görmeyi güçleştiriyor.
Ayşe Buğra,'Sınıftan Sınıfa-Fabrika Dışında Çalışma Manzaraları'nda bu bağlamda işçi-emekçi deyince hemen akla gelmeyen mevsimlik tarım işçileri, sinema emekçileri, futbol emekçileri, öğretmenler, sağlık çalışanları, ofis çalışanları ve onların 'işçi' olma deneyimlerini büyüteç altına alıyor. Derleme, genç araştırmacılar Taylan Acar, Esin Ertürk, Özgür Burçak Gürsoy, Ebru Işıklı, Aysun Kıran ve Sevecen Tunç'un katkılarıyla Türkiye'de emek ilişkilerinin ve sömürüsünün çarpıcı manzaralarını gözler önüne seriyor. Ayşe Buğra ile Sınıftan Sınıfa-Fabrika Dışında Çalışma Manzaraları'nı konuştuk.
-Boğaziçi Üniversitesi'nde verdiğiniz seminerden ve bağlamında da kitabın oluşum sürecini sorarak başlayalım söyleşimize.
-