Londra’daki Victoria & Albert Müzesi’nde ‘Ayakkabılar: Zevk ve Acı’ adıyla açılan yeni sergide, geçmişten bugüne ayakkabı örneklerine yer veriliyor.
Altın İşlemeli Sandalet (M.Ö. 30 - 300)
Ayakkabı her zaman zenginlik sembolü olmuştur. Antik dönemde bile. Fotoğraftaki altın yaldızla işlenmiş bu papirüs sandaletler Mısır’a aittir. Fakat saf altın işlemelerine rağmen sandaletin yapısı ve biçimi insan anatomisine uygun değildir. Yani ayak yapısını çarpıtan ayakkabılar giyme geleneğinin başlangıcında yer alıyor olabilirler. Bugün de yüksek
topuklu pahalı ayakkabılar giyenlere zevkin yanı sıra acı da vermiyor mu? (V&A)
Altın Terlik (1790-1820)
Hindistan’ın Haydarabad bölgesinde yapıldığı sanılan bu gösterişli erkek terliğin deri kısmı tümüyle altın yaldızla işlenmiş; elmas, zümrüt ve yakut taşlarla kaplanmış. Özenle yapılmış fakat hiç giyilmemiş bu terliklerin Haydarabad Nizam-ül-Mülk yöneticisine ait olduğu sanılıyor. (V&A)
Kırmızı Bale Ayakkabıları (1948)
Ayakkabılar gücün simgesi olduğu kadar fantezi nesneleri olarak da işlev görebilir. Tarihsel olarak masallarda önemli bir rolleri olmuştur. Örneğin Kül Kedisi masalında cam ayakkabılar Sinderella’nın ayağına olunca hizmetçilikten prensesliğe terfi etmiştir. Bu masalın bir benzeri de MÖ 1. yüzyıla kadar gitmekte ve Mısır firavunu ile yine “terlik testi”ne tabi tutulan bir Yunan köle kızı arasında geçmektedir. Fotoğraftaki ipek saten ve deri ayakkabılar, bir Andersen masalından uyarlanan 1948 yapımı Kırmızı Ayakkabılar filmindeki başrol oyuncusu için yapılmış. (V&A)
Polonez (1375-1400)
Ortaçağ boyunca moda düşkünü Avrupalılar topuklu ayakkabıya rağbet etmemiş, deriden yapılma dar ve aşırı sivri burunlu ayakkabılara ilgi göstermiştir. Sarayda yaşayanlar kadife ve saten ayakkabılar giydiği için bu deri ayakkabıların orta sınıftan birine ait olduğu tahmin ediliyor. 14. yüzyılda Avrupa’yı saran bu ayakkabılar ‘Krakow’ ya da ‘Polonez’ (Fransızcada Polonyalı) gibi adlarla anılıyordu. (V&A)
Tahta Banyo Terlikleri (19. yüzyıl)
16. yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nda hamama gidenler yüksek topuklu tahta terlikler giyerdi. Bunun, ayakları sıcak, kirli ve kaygan yüzeyden uzak tutmak gibi pratik bir nedeni vardı. Fakat zamanla moda uğruna değişime uğradı. 19. yüzyılda Mısır’da kullanılan deniz kabuğu işlemeli bu terliklerin boyu 28,5 cm. (V&A)
Süper Topuklu Gillie (1993)
İngiliz modacı Vivienne Westwood’un tasarımını yaptığı deri ve ipek karışımı bu ayakkabıların topuk kısmı 21 cm yükseklikte. Ünlü manken Naomi Campbell 1993’te Paris Moda Haftası defilesinde giydiği bu ayakkabılar yüzünden düşmüştü. (V&A)
Kalın Kösele Oxford (1989)
El yapımı ısmarlama Oxford tarzı ayakkabıların maliyeti 3000 sterlinden başlıyor. Fotoğraftaki ayakkabılar, 1786’da İngiltere kıyılarında batan bir Danimarka gemisinden çıkarılan Rus buzağı derisinden yapılmış. Deri yüzlerce yıl öncesine ait olduğu halde ince muşambaya sarılı olduğu için korunmuş ve kullanılabilmişti. Bu türden lüks ayakkabıların yapımı oldukça karmaşıktır ve 200’den fazla aşamayı içerir. (V&A)
Kürk Botlar (1943)
İkinci Dünya Savaşı sırasında Londralı bir zengin, kürk mantolarını alarak ayakkabıcısına gitmiş ve kendisine bot yapmasını istemiş. Serginin küratörü Helen Persson, sergideki ayakkabılardan birini götürmesine izin verilse bunları seçeceğini söylüyor. “Harika bir hikayesi var bu ayakkabıların. Savaşın ortasında, karne uygulanan bir dönemde, yeni ve güzel bir şey sahibi olmayı istiyor insanlar ve bunun için elbiselerini feda ediyor.” (V&A)
Japon Terliği (1880-1900)
Ayakkabılar önemli bir cazibe aracı olarak görülüyor. Örneğin ünlü ressam Manet’nin 1863’te yaptığı Olympia adlı resminde kullandığı konu mankeni fahişe çıplak olmasına rağmen ayağında terliği eksik değildir. Japonya’nın feodal döneminde pahalı fahişeler bu türden ‘geta’ adı verilen topuklu terlikler giyerdi. 20 cm topuklu bu terlikler yürümeyi zorlaştırdığı için kadınların daha yavaş hareket etmek zorunda kaldığı, böylece erkeklerin onların güzelliğini daha iyi incelemeye fırsat bulduğuna inanılıyor. (V&A)
İmelda Marcos’un Ayakkabıları (1987-92)
Ayakkabıyı konu edinen hiçbir sergide İmelda Marcos’suz olamazdı. Filipinler’in eski devlet başkanı Ferdinand Marcos’un karısı İmelda’nın 3000 ayakkabılık bir koleksiyonu vardı. 1929 doğumlu Marcos ayakkabılarını imzalayarak Toronto’daki ayakkabı müzesine bağışladı. Marcos bugün de hala birçok insanın ayakkabı saplantısını sembolize eden bir isim. (V&A)
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri - - - - facebook, Instagram, internet, Pinterest, sosyal medya, Twitter, vine
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen beğendiğiniz konulara yorumlar yazarak, diğer kullanıcıların takip etmesinde yarar sağlayınız
Hürriyet gazetesi, Milliyet gazetesi, Sabah Gazetesi, Posta gazetesi, Posta gazetesi, Habertürk gazetesi, Zaman gazetesi, Vatan gazetesi, Taraf Gazetesi, Radikal gazetesi, Cumhuriyet gazetesi, Türkiye gazetesi, Akşam gazetesi, Star gazetesi, Bugün gazetesi, Takvim gazetesi,Sözcü gazetesi, Yeni Şafak gazetesi, Aydınlık gazetesi, Yeniakit gazetesi, İnternetspor gazetesi, Fanatik gazetesi, Yurt gazetesi, Dünya Gazetesi
Meteoroloji,Hava Durumu,Hava Tahmini