Soma maden kazasında ölümlerin yanı sıra mucize kurtuluşlarda yaşandı. 140 kişi 6 saat mahsur kaldıkları faciadan son anda kurtuldu.
Baygın haldeyken kurtarılan Ali Güneşli, 140 kişiyle birlikte son anda nasıl yaşama döndüklerini anlattı.
Kaza
olduğunda onlar kömür madeninin en alt ocağındaydı. 140 kişi bir anda
ölümün soğuk nefesini hissetti. Sonrasında neler yaşandığını Ali Güneşli
şöyle anlattı;
-"Bizim
vardiyamız bitmek üzereydi. Bir haber geldi tabi. Haber gelince
bacaları boşalttık ve ana yola doğru çıktık. Anayolun yarısına kadar
geldik, ama artık dumandan yürüyemiyorduk. Başka bir bacaya sığındık. Bu
kaçamak adlı bacada durduk. Orada temiz hava varmış. 140 kişi falan
vardık. Bu bacada saat 15.30'dan 21.30 ila 22.00'ye kadar
durduk. Daha
sonra kurtarıcılar geldi, artık baygın bir haldeydik, ama kendimizi
biliyorduk ama hafif baygındık. Olayı tam hatırlamıyorum yarı baygın
şekildeydik. Biz kömür madeninin en altındaydık bizim altımızda kimse
yoktu. Allah'tan kurtulduk ama acımız büyük".
O MUCİZEYİ YAŞAYAMADI
EKMEK PARASI İÇİN GİTTİ
Mucize kurtuluşların yanında bir de ekmek parası derdine ölümü kucaklayanlar var.
SOMA'daki
maden faciasında ölen maden işçisi 34 yaşındaki Kenan Avcı'nın, 4 yıl
önce 900 lira ücretle geçinemeyince Zonguldak'ta çalıştığı maden
ocağından ayrılıp Soma'ya gittiği belirtildi.
900 LİRA
Evli
ve 3 çocuk babası Kenan Avcı'nın Zonguldak'a bağlı Himmetoğlu
Köyü'ndeki baba ocağına ateş düştü. Oğlunun acı haberini alan Yıldız
Avcı gözyaşlarına boğuldu. Emekli madenci olan babası 4 yıl önce
kanserden ölen Kenan Avcı'nın, 4 yıl önce Soma'ya giderek ocakta
çalışmaya başladığı belirtildi. Avcı'nın eniştesi Sadullah Yiğit, Kenan
Avcı'nın 900 lira ücretle geçinemeyince Zonguldak'ta çalıştığı madenden
ayrılıp Soma'ya gittiğini söyledi. Yiğit, şöyle konuştu:
"Çoluk
çocuk burada geçinemediler. Verilen para ancak karnına ve servis
parasına gidiyordu. Orada daha rahattı. Daha çok kazanıyordu. Bin 600
lira alıyordu. Yeni araba aldı. Daha süremeden bu hale geldi. Çoluk
çocuk bayramda buraya rahat gelmek için almıştı. Dişinden tırnağından
artırıp aldı arabayı. Ama buraya gelmek nasip olmadı."
ÇOCUKLARINI OKUTMAK İÇİN GİTTİ
Amcası Nazım Avcı ise, "Burada geçinemedi. Ekmek kavgası. 2 çocuğu okuyordu. Eğitim masrafları var. Onları karşılamak için mecbur gitti" dedi.
Kenan Avcı'nın cesedinin ocaktan çıkarılıp ailesine teslim edildiği ve yarın Zonguldak'ta toprağa verileceği belirtildi.
CESETLERDE DAVETİYE ARADILAR
NTV
muhabirinin anlattığı çarpıcı dramda bir başka hüzünlü insan hikâyesi
daha ortaya çıktı. Buna göre Hüseyin Sağlam’ın eniştesi Kemal Çoban da
kayıplar arasında bulunuyordu. Çoban’ın oğlu gelecek hafta sünnet
olacaktı. Sağlam ve yakınları Çoban‘ı teşhis edemediler. Nasıl teşhis
edeceklerini konuşurken yürek burkan bir fikir akıllarına geldi. Kemal
Çoban, oğlunun sünnetine arkadaşlarını davet etmek için ocağa gitmişti.
Belki sünnet davetiyeleri cebindedir, belki oradan teşhis ederiz diye
cenazelerin ceplerinde davetiye aradılar.
BİR BAŞKA MUCİZE KURTULUŞ
Yangının
yaşandığı ocakta 3,5 saat boyunca yardım bekleyen madencilerden Fatih
Ocay, oksijen dolu boruları dele dele zehirli gazın arasından yaşama
uzandı.
Fatih Ocay, yüzlerce madenciye mezar olan ocaktan
kurtulan madencilerden biri. Evli ve 2 çocuk babası olan Ocay
emekliliğine sadece 5 ay kala yüz yüze geldiği faciada yaşananları şöyle
anlattı:
-“Patlamadan sonra panoların kenarlarında bulunan bir
kaçamağa sığındık. Bulunduğumuz alana duman sızmasını önlemek için
bölüme bez ve sunta gibi ekipmanlarla perdeleme yaptık.
ÖLÜMÜ BEKLİYORDUM
Başımızda
teknikerler, mühendisler ve emniyetçiler de vardı. Tek tek
isimlerimizle sayımızı belirledim. 143 kişi kaçamak noktasına
sıkışmıştık. Emniyetçiler perdelemenin bizi idare edeceğini ve
kurtulacağımızı düşünüyorlardı.
Ancak bu perdeleme bizi sadece
3,5 saat idare etti ve bu 3,5 saatte yardımımıza kimse gelmedi. Zehirli
duman ilerliyordu. İlerleyen monoksitli dumanı iyiden iyiye hissetmeye
başlamıştık. Gaz maskelerimizi kaçamağa gelmek için kullanmıştık.
Dolayısıyla maskelerimiz de bitmişti.
ŞEHADET GETİRİP SEVDİKLERİNİ SAYIKLIYORLARDI
Duman iyiden iyiye hissedilmeye başlayınca herkes ordan oraya kaçmaya başladı.
Dua edenler, tekbir ve Kelime-i Şehadet getirenler vardı. Kimi de
çocuklarının, sevgililerinin, eşlerinin ve ailelerini ismini
sayıklıyordu.
Emniyetçiler içerideki gaz artınca herkesi
ayak kısmına doğru yönlendirdi. Çünkü orada temiz hava olduğu söylendi.
Herkes oraya doğru ilerlerken ben bir süre daha bekledim. Resmen ölümü
bekliyordum. Birden aklıma istim boruları geldi. İstim borularında temiz
hava vardır.
BENİ BORUCU OLMAM KURTARDI
Bende
madende borucu olarak çalışıyorum. Bu boruları dele dele
ilerleyebileceğimi düşündüm. Borucu olduğum için gerekli ekipmanlarım da
yanımdaydı. İlk boruyu delip temiz havayı soluyarak tahliye edilen
monoksitli dumanı takip ederek ilerlemeye başladım. Arkama baktığımda
beni takip eden 4 arkadaşım vardı. Ben delip oksijen ihtiyacımı
gördükten sonra arkamdakileri çağırıyordum. Onlar da oksijeni soluyup
beni takip ettiler. Bu sırada bir arkadaşım bana doğru gelirken önüme
düştü. Ne oldu diyemeden öldüğünü anladım. Bir diğeri ise birkaç metre
arkamda hayatını kaybetti. Beni borucu olmam kurtardı diyebilirim.
Birkaç yüz metre ilerledikten sonra kömürün ocaktan yüzeye tahliye
edildiği banda ulaştık. Kendimizi banda bıraktık. Sonrasında
yüzeydeydik.”
Ocay, kendisini takip etmeyip dumanın karşı yönüne
doğru ilerleyen 138 kişiden ise aradan geçen yaklaşık 20 saate rağmen
bir daha haber alamadığını söyledi. Ocay, “Aksi yöne gidenlerden kimseyi
göremedim. Monoksitli hava ilerliyordu. Muhtemelen temiz hava onlara
yarım saat yetmiştir” dedi.
Ocay, bir daha madende çalışmak istemediğini belirtirken oğlu ise “Ben artık babamın bu işi yapmasını istemiyorum” diye konuştu.
OKSİJEN TÜPÜ BULDUK
Vardiyasının
bitimine 45 dakika kala göçük altında kalan Recep Gök ise olay anını
korku ve panikle şöyle anlattı: “Gaz maskelerimizle bir süre idare
ettik. Şans eseri oksijen tüpü bulduk. Biz patlama olduğunda aşağıda 5
kişiydik. Zemine çıktığımızda ise sadece 2 kişiydik. 3 Arkadaşımız
aşağıda gözümüzün önünde can verdi. Onları kurtarmaya gitmek istedik.
Ancak
emniyetçiler tehlikeli olduğu için bizi geri çevirdi. Geri çevirmeseler
büyük ihtimalle biz de ölecektik. Şimdi arkadaşlarımızı son
yolculuklarına uğurlayacağız.”
SERSERİLER PAŞA İÇİN MADENDEYDİ
Somadaki
madende işçiler üç vardiyada çalışıyordu. Vardiyalara kendi aralarında
isim veren işçiler sabah 08.00 ile akşam 16.00 arasındaki vardiyaya
“Gündüz Vardiyası”, akşam 16.00 gece 00.00 saatleri arasında olan
vardiyaya “Paşa Vardiyası”, gece 00.00 ile sabah 08.00 arasındaki
vardiyaya ise “Serseri Vardiyası”diyorlardı.
BİR AN BİLE DÜŞÜNMEDİK
Patlama
gündüz vardiyasının bitimine 45 dakika kala olduğu için “Paşa
Vardiyası”nda çalışan bazı işçiler de vardiya değişimi için madenin
içindeydi. Gece sokakta ancak serserilerin olacağından hareketle
‘serseri’ adını verdikleri vardiyada arkadaşlarını kurtarmak için
canlarını dişlerine takan madenciler, Milliyet’e konuştu. Serseri
vardiyasında görevli olduğunu söyleyen Hasan G. isimli madenci,
“Arkadaşlarımız için bir an bile düşünmeden aşağı indik. Kendimiz
çalışıyoruz, kendimiz ölüyoruz, ölülerimizi kendimiz kurtarıyoruz.
Madenin S panosunda 60 arkadaşımızın olduğunu öğrendik. Ancak birçoğu
için geç kaldık” dedi.
-"Bizim vardiyamız bitmek üzereydi. Bir haber geldi tabi. Haber gelince bacaları boşalttık ve ana yola doğru çıktık. Anayolun yarısına kadar geldik, ama artık dumandan yürüyemiyorduk. Başka bir bacaya sığındık. Bu kaçamak adlı bacada durduk. Orada temiz hava varmış. 140 kişi falan vardık. Bu bacada saat 15.30'dan 21.30 ila 22.00'ye kadar
O MUCİZEYİ YAŞAYAMADI
EKMEK PARASI İÇİN GİTTİ
Mucize kurtuluşların yanında bir de ekmek parası derdine ölümü kucaklayanlar var.
SOMA'daki maden faciasında ölen maden işçisi 34 yaşındaki Kenan Avcı'nın, 4 yıl önce 900 lira ücretle geçinemeyince Zonguldak'ta çalıştığı maden ocağından ayrılıp Soma'ya gittiği belirtildi.
900 LİRA
Evli ve 3 çocuk babası Kenan Avcı'nın Zonguldak'a bağlı Himmetoğlu Köyü'ndeki baba ocağına ateş düştü. Oğlunun acı haberini alan Yıldız Avcı gözyaşlarına boğuldu. Emekli madenci olan babası 4 yıl önce kanserden ölen Kenan Avcı'nın, 4 yıl önce Soma'ya giderek ocakta çalışmaya başladığı belirtildi. Avcı'nın eniştesi Sadullah Yiğit, Kenan Avcı'nın 900 lira ücretle geçinemeyince Zonguldak'ta çalıştığı madenden ayrılıp Soma'ya gittiğini söyledi. Yiğit, şöyle konuştu:
"Çoluk çocuk burada geçinemediler. Verilen para ancak karnına ve servis parasına gidiyordu. Orada daha rahattı. Daha çok kazanıyordu. Bin 600 lira alıyordu. Yeni araba aldı. Daha süremeden bu hale geldi. Çoluk çocuk bayramda buraya rahat gelmek için almıştı. Dişinden tırnağından artırıp aldı arabayı. Ama buraya gelmek nasip olmadı."
ÇOCUKLARINI OKUTMAK İÇİN GİTTİ
Amcası Nazım Avcı ise, "Burada geçinemedi. Ekmek kavgası. 2 çocuğu okuyordu. Eğitim masrafları var. Onları karşılamak için mecbur gitti" dedi.
Kenan Avcı'nın cesedinin ocaktan çıkarılıp ailesine teslim edildiği ve yarın Zonguldak'ta toprağa verileceği belirtildi.
CESETLERDE DAVETİYE ARADILAR
NTV muhabirinin anlattığı çarpıcı dramda bir başka hüzünlü insan hikâyesi daha ortaya çıktı. Buna göre Hüseyin Sağlam’ın eniştesi Kemal Çoban da kayıplar arasında bulunuyordu. Çoban’ın oğlu gelecek hafta sünnet olacaktı. Sağlam ve yakınları Çoban‘ı teşhis edemediler. Nasıl teşhis edeceklerini konuşurken yürek burkan bir fikir akıllarına geldi. Kemal Çoban, oğlunun sünnetine arkadaşlarını davet etmek için ocağa gitmişti. Belki sünnet davetiyeleri cebindedir, belki oradan teşhis ederiz diye cenazelerin ceplerinde davetiye aradılar.
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri - - - - facebook, Instagram, internet, Pinterest, sosyal medya, Twitter, vine
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen beğendiğiniz konulara yorumlar yazarak, diğer kullanıcıların takip etmesinde yarar sağlayınız
Hürriyet gazetesi, Milliyet gazetesi, Sabah Gazetesi, Posta gazetesi, Posta gazetesi, Habertürk gazetesi, Zaman gazetesi, Vatan gazetesi, Taraf Gazetesi, Radikal gazetesi, Cumhuriyet gazetesi, Türkiye gazetesi, Akşam gazetesi, Star gazetesi, Bugün gazetesi, Takvim gazetesi,Sözcü gazetesi, Yeni Şafak gazetesi, Aydınlık gazetesi, Yeniakit gazetesi, İnternetspor gazetesi, Fanatik gazetesi, Yurt gazetesi, Dünya Gazetesi
Meteoroloji,Hava Durumu,Hava Tahmini