Sinemayla olduğu kadar müzikle de oldukça kuvvetli bağlar içerisinde
olan bir oyuncu Berk Hakman. Gözünü açtığından beri Britanya çıkışlı
grupları dinlemiş. Herkesin, ileride olacağı mesleğin hayalini kurduğu
zamanlarda onun tek istediği, The Beatles gibi ünlü olmakmış. “İdollerim
de onlar üzerinedir, dünya görüşüm de” diyor. Yakışıklı oyuncu şu
sıralar, Kaçak dizisiyle tekrar ekranlarda.
Berk Hakman'la Beşiktaş'ta bir kafede buluştuk. Kararlaştırdığımız
saatte geldi mekana, geçti bulunduğumuz masaya. Oturur oturmaz da
başladı, “bir film izledim, yok böyle bir şey, bitirmeden çıkamadım
evden.” Ardından yakınıp, ekledi, “Türkiye'de böyle şeyler çıkmıyor, yok
yani, olmuyor”
... Ünlü oyuncuyla, Türk sinemasına bakışından, müzikle
olan bağlarına, oyunculuk kariyerinden, özel hayatına pek çok şey
konuştuk.
- Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği’den, Mimar Sinan’a uzanan bir hikâyeniz var. Nasıl oldu turizmden, oyunculuğa geçiş?
Küçükken de ilgi duyduğum bir alandı tiyatro. Bayramlarda aile içinde
çeşitli taklitler yapardım, okulda İngilizce ödevleri için skeçler
hazırlardık. Tiyatroya gitmeye ciddi anlamda Antalya’da başladım. Turizm
okurken, üniversitenin tiyatro kulübüne girdim, birkaç yıl çeşitli
oyunlar çıkardık. Zaten İstanbul’a gelip bir grup kurma hayalim vardı,
“okuyabilirsem burada okurum” diye düşündüm. Okulu üçüncü sınıfta
bırakıp, konservatuar sınavlarına girdim. Mimar Sinan’ı kazanınca da
çıktım geldim.
- Bulunduğunuz noktaya gelmenizi etkileyen olaylar, size çeşitli aydınlanmalar yaşatan kişiler oldu mu?
Babamın kütüphanesinden çok yararlanırdım küçükken. 18 yaşında Doktor
Bedri Ruhselman diye bir adamla tanıştım, Türkiye Metafixik Tetkitler
ve İlmi Araştırmalar Cemiyeti Başkanı ve Neo Spiritualizm Başkanı. Onun
kitabını ilk kez babamın kütüphanesinde görmüştüm. Bu bir dönüm noktası
oldu diyebilirim. Sinemaya dair pek çok şeyiyse, ağabeyimden öğrendim.
Müzik konusunda ağabey ve baba… Zaten babamın plaklarıyla büyüdük.
Onları kurcalaya kurcalaya, o tarafa kayıyorsunuz. Hepsi 17 yaşına kadar
oldu bunların. Sonra ben üniversiteye gittim, abim başka bir yere,
dağıldık.
- Eski röportajlarınıza baktığımızda Türk Sineması’na
bakışınızın, pek umutlu olmadığını görüyoruz. Geçen yıllar, yeterli yolu
katettirmedi mi sinemamıza, ufakta bir ışık yok mu hala ?
Katediyor da öyle büyük bir aşama, dev dalgalar filan yok. Tabii ki
başarılı, genç yönetmenler çıkıyor o başka. Özcan Alper, Pelin Esmer,
Emin Alper, rahmetli Seyfi Teoman, ama daha çok ‘arthouse’ sinemaydı,
festivallik filmlerdi onlar. Senaryoda yaratıcılıkların olduğu, ana akım
filmlerin yapılamamasıyla ilgili umutsuzluğum var. Bizde yapımcılar
karşılığını görmeyecekse para harcamaktan çekiniyorlar. Bu ülkenin
sinemada büyük adımlar atmasına müsaade edilmiyor.
- Kaçak’a neden evet dediniz? Dizideki Erkan karakterinin, diğerlerinden farkı nedir?
Ben samimi konuşan bir insanım, hiç bir şeyden çekinmem. Kaçak'taki
rolümü çok boyutlu bulmamama rağmen, elime gelen projelerden en iyisi
olduğu için seçtim. Matematiğinin tutabileceğini düşündüğüm, üzerinde
çalışılabilecek bir karakterdi. Ayrıca oyuncu kadrosuyla çalışmaktan da
keyif duyabileceğim bir projeydi. Bugüne kadar daha idealist
davrandığımı düşünüyorum, burada biraz maddiyatı önemsedim açıkçası.
- Ergenliğinizde, herkesin kızların peşinde koştuğu
dönemlerde siz çok farklı boyutlardaymışşınız. Peki aşk, hayatınıza ne
zaman girdi?
Evet, biraz öyle oldu. Benim etrafımdaki kızların hiç biri benim
ilgilendiğim şeylerle ilgilenmiyordu, ben de onlarla ilgilenmiyordum
haliyle. İçime kapanıp, kendi dünyamla ilgilendim. Hayatıma aşk bir kere
girdi desem yeridir. 8-9 sene önceydi o da. Bir girdi pir girdi, bayağı
uzun bir süre çok güzel bir şey yaşadım. O ilişkiden sonra aşka inancım
da kalmadı açıkcası. Etrafımda, sırf bir şey yaşamış olmak için
yaşanan, saçma sapan şeyler görüyorum. Ben hiç öyle şeyler yaşamadım, o
yüzden şimdiye kadar tek bir ilişki yaşadım diyebilirim.
- Begüm Birgören ve Berk Hakman aşkı diye boy boy haberler gördük günlerce. Gerçeklik payı nedir bunların, bir de size soralım?
Begüm benim çok yakın arkadaşım. Geçen İnanç’la da dışarı çıkmış
setten sonra, onu da yazmışlar. Ben buradan magazinci arkadaşlara
seslenmek istiyorum, bir erkeğin yanında bir dişi gördükleri zaman
lütfen sakin olsunlar. İnsanlar yolda kuzenleri, arkadaşları ya da
kardeşleriyle yürüyebilirler, heyecanlanmasınlar.
- Oyunculuğunuzun yanı sıra müzikle de sıkı bir ilişki içindesiniz. Neden sadece dinleyici olmayı seçtiniz?
Müzik yoluna gitmedim çünkü müzik okuduğunuz zaman klasik disiplinde
okuyorsunuz. Oradan çıktıktan sonra, genelde Devlet Senfoni ya da Devlet
Operası gibi kurumsal yerlere gidiyorsunuz. Ben daha çok, rock müzik ve
türevleriyle uğraştığım için klasik anlamda bir enstrüman öğrenmek
istemedim. Ufak yaşlarda elektrik, akustik ve bas gitar çalmaya
başlamıştım ben zaten, bir grup kurmak için gerekli şeylere sahiptim.
Tiyatro, oyunculuk ve psikoloji daha çok ilgimi çekti.
- Siz de sosyal medyayı kullanıyorsunuz. İnternet
özgürlüğünün gitgide daralan çerçevesi ve hesaplara yapılan sınırlayıcı
müdehaleler sizi korkutmuyor mu?
Tabiki bu ülkenin geleceğiyle ilgili tedirgin oluyorsunuz. Bir şeyi
ifade etme özgürlüğü elinden alındığında, siniri bozuluyor insanın.
Artık hesaplar da derin kontroller altında. Siteler engelleniyor, haber
alma özgürlüğünüz engelleniyor, birisi bir gerçeği birisiyle paylaşmak
istiyor, önünü binlerce engel çıkıyor. Geleceğe dair endişeleniyor
insan. Bugün bana olsa ne olacak, içeri girer çıkarım alt tarafı. Biz,
ilerisiyle ilgili mücadele vermeliyiz. Beş sene on sene sonrası bizim
çocuklarımız ne olacak, asıl onlarla ilgili bir endişe var.
- Yakın bir zamanda, yeni bir proje içinde görür müyüz sizi?
Mor ve Ötesi’nden Harun’la, bir şarkı yazma atölyesine başladım
şimdi. Daha önce yazmış olduğum şarkıları gösteriyoruz, o da kendi
fikirlerini anlatıyor bize. Atölye sayesinde baya bir heyecanlandım,
yeni şeyler yazıyorum. Uzun zamandır düşündüğüm bir albümü, hayata
geçirme arzusu verdi bana. Çok yakın bir zamanda değil de, bir süre
sonra, satması için değil, çocukluk hayalim olduğu için
gerçekleştirecegim bunu. Yaza doğru da bir sinema filmi olabilir,
şimdilik başka proje yok.
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri - - - -
facebook, Instagram, internet, Pinterest, sosyal medya, Twitter, vine
-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen beğendiğiniz konulara yorumlar yazarak, diğer kullanıcıların takip etmesinde yarar sağlayınız
Hürriyet gazetesi, Milliyet gazetesi, Sabah Gazetesi, Posta gazetesi, Posta gazetesi, Habertürk gazetesi, Zaman gazetesi, Vatan gazetesi, Taraf Gazetesi, Radikal gazetesi, Cumhuriyet gazetesi, Türkiye gazetesi, Akşam gazetesi, Star gazetesi, Bugün gazetesi, Takvim gazetesi,Sözcü gazetesi, Yeni Şafak gazetesi, Aydınlık gazetesi, Yeniakit gazetesi, İnternetspor gazetesi, Fanatik gazetesi, Yurt gazetesi, Dünya Gazetesi
Meteoroloji,Hava Durumu,Hava Tahmini