Televizyon 91 yaşında!
İnsanoğlunun en büyük icatlarından biri olan televizyon 91 yaşına girdi.
İnsanoğlu
varoluşundan beri sürekli değişime uğradı. Gelişen ve değişen dünyaya
ayak uydurmaya çalışan insanlar, sürekli yeni icatlar üretti. Bu
icatların belki de en önemlilerinden biri, neredeyse her evde bulunan
televizyondur. 1923 yılında, İskoçyalı mühendis John Logie Baird
tarafından
İngiltere'nin Hastings kasabasında icat edilen televizyonun,
ilk görüntüsü ise yine Baird tarafından 1926 yılında yayınlandı.
Başlangıçta siyah beyaz olarak satışa çıkarılan televizyonlar, 1950'li
yıllara gelindiğinde ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD)
renkli olarak satılmaya başlandı.
TÜRKİYE'DE İLK TELEVİZYON YAYINLARI 1968'DE
Dünyada
renkli televizyon hayatı başlarken, Türkiye henüz siyah beyaz
televizyonlarla tanışmaya başladı. 1968 yılında ilk yayınlarına TRT
Ankara'da başlayan Türkiye, renkli yayına ancak 1981 yılında geçebildi.
TÜRKİYE TEKNOLOJİ ALANINDA BÜYÜK İLERLEME KAYDETTİ
Türkiye'nin
kısa sürede çok hızlı bir gelişme gösterdiğini belirten Erciyes
Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamza Çakır, "10- 15
yıllık süreçte Türkiye büyük paralar yatırmış olduğu siyah beyaz
televizyon yayıncılığındaki teknolojiyi bir kenara bırakarak, 1981'de
yeniden büyük maliyetlere girerek renkli yayıncılığa geçti. 1984'de tüm
yayınlarında renkli sistem artık Türkiye'ye geçmiş oluyor ve 1984'te de
ayrıca ikinci kanalını devreye sokuyor. Bugün TRT'nin biliyorsunuz
10-15'in üzerinde kanalı söz konusu. Türkiye 1990'lardan itibaren de,
aynı zamanda devletin tekelinde yürüyen televizyon yayıncılığıyla
birlikte, özel sektöründe yayıncılıkta devreye girmiş olduğu çok çeşitli
bir uydu yayıncılığıyla devam etmeye başlıyor. Bugünkü noktaya
geldiğimizde uydu yayıncılığı, kablo yayıncılığı ve karasal yayıncılıkla
birlikte Türkiye'de sınırsız televizyon yayıncılığı söz konusu. Uydu
üzerinden de birçok televizyon kanalları yayınlarını sürdürmekte" diye
konuştu.
HİÇBİR MEDYA MECRASI BİTMEZ ANCAK BİR ALT KATEGORİYE İNER
Gelişen
teknoloji ve internet yayıncılığıyla beraber televizyonun önemini
yitireceği algısının yanlış olduğunu vurgulayan Çakır, "Malumunuz
gazeteli hayatımız 1830'larda başlamıştı. 1927'lerde radyo çıktığında
gazetenin biteceğini söylemişlerdi. 1968'de Türkiye'ye televizyon
geldiğini söylediklerinde de radyonun biteceğini söylemişlerdi. Hiçbir
medya mecrası bitmez ama yeni gelişen mecralarla birlikte kendisi belki
ikinci üçüncü kategoriye inebilir. Türkiye'de de şimdi sosyal medya,
internet medyası söz konusu. İnternet medyası güncel medya olarak
algılanıyor. Artık televizyon da, gazete ve radyo gibi geleneksel medya
içerisinde algılanmaya başladı. Geleneksel medya içerisinde algılanması
demek toplumla, toplumu yönlendirmede, şekillendirmede ve toplumu
bilgilendirmede televizyon yayıncılığının öldüğü anlamına gelmez. Nasıl
ki gazetenin ve radyonun bu bağlamdaki eğilimleri yok olmadığı gibi,
televizyonda hiçbir zaman yok olmayacaktır" şeklinde konuştu.
İNTERNET YAYINCILIĞI TELEVİZYONU ÖLDÜRMEDİ
Sosyal
medyanın çok sık kullanıldığının altını çizen Çakır, televizyonun tek
yönlü bir araç olması sebebiyle insanları yönlendirmede daha etkili
olduğunu kaydetti. Çakır, "Sosyal medya bugün çok boyutu ile
geçilmekte. Facebook , twitter ve diğer ağlarıyla birlikte. Çok ciddi
gelişme göstermeyle birlikte, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun yapmış
olduğu 2012 araştırmada Türkiye'deki insanların günde ortalama 4 saate
yakın televizyon izlediğini göstermektedir. Televizyon yayıncılığı
hiçbir zaman ölmeyecektir çünkü görsele dayanmaktadır. Görsele dayandığı
içinde Türk toplumunun, insanın görsele olan ilgisi etkindir ve ilgi
alanına girmektedir. Şunu hiçbir zaman unutmayalım, sosyal medya bir
nevi iki yönlü bir medya mecrasıdır. Yani insanlar sosyal medyada anında
bir iletişim kurabilmektedir. Bu bağlamda sosyal medya çok hızlı
olmakla birlikte yanlışlıklar ve birtakım olumsuzlukların yanında,
neticede insanların cevap hakkının doğması bağlamında, insanların
kendisi ile ilgili veya ülkesi ile ilgili ekonomik, siyasal ve sosyal
olayları ile ilgili sosyal medyada ortaya atılan, işte gezi olaylarında,
17 Aralık operasyonunda, 25 Aralık operasyonundaki olaylarında, sosyal
medyanın çok etkin olduğunu görmüşüzdür. Ama sosyal medyadan toplum
şunu da görmüştür; kopmuşluğu da görmüşüzdür. İnsanlar sosyal medyada
ister ülke ile ilgili olsun, isterse kendileri ile ilgili olsun, sosyal
medyada çıkabilecek olaylara anında cevap verebilmektedir ve anında bir
iletişim söz konusudur. Doğrular, yanlışlar anında düzeltilmektedir ve
karşı ataklar anında geliştirilebilmektedir fakat televizyonda bu mümkün
değildir. Televizyon tek yönlü bir iletişim aracıdır. Onun için
toplumun şekillenmesinde, toplumun yönlendirilmesinde, toplumun fikri
algılarının ve değerlendirme algılarının değiştirilmesinde televizyon
yayıncılığı çok önemlidir. İnsanların Türkiye'de ortalama 4 saat
televizyon izlediğini düşündüğümüzde, televizyondaki özellikle haber
kanallarının, ülkenin son günlerdeki sıcak atmosferi çerçevesinde,
sürekli tartışma ve haber programlarını dinledikleri bir ortamda,
toplumun ister istemez bu konulardan etkilendiğini göz ardı edemeyiz.
Çok ciddi boyutta etkilenme ve yönlendirme aracı olarak televizyon
kanalları kullanılmaktadır" ifadelerini kullandı.
TELEVİZYON TOPLUMU YÖNLENDİRİR
Türkiye
toplumunda günde ortalama 4 saat televizyon izlendiğinden yola çıkan
Çakır, toplumun televizyon yayınlarından etkilendiğini ve şekillendiğini
dile getirdi. Televizyon yayıncılığının cidiye alınması gerektiğine
vurgu yapan Çakır konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Geleneksel medya
olarak tanımlansa bile televizyon, bugün Türk toplumunun okuma
alışkanlığının çok zayıf bir toplum olduğu gerçeğinden yola çıkarak ,
ortalama günde 4 saat televizyon izleyen toplumun, televizyon
yayınlarından mutlak süratle etkilendiğini, şekillendiğini kendince
bilgilendiğini, kendince televizyondaki tartışma programlarından yola
çıkarak, Türkiye siyasetinde algılar üzerinden etkilendiğini kabul etmek
zorundayız. Onun için, televizyon yayıncılığının mutlaka ciddiye
alınması gerekir. Siyasi iktidarın ve devletin de, mutlaka televizyon
yayıncılığında mümkün mertebe objektif, nesnel ve tarafsız bir şekilde
yönlendirmesi gerektiğini, özel televizyon kanallarının da aynı şekilde,
Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun ülkenin çıkarları doğrultusunda bunları
sürekli denetim altında tutması gerektiğine inanıyorum."
Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Politika Haberleri - - - -
facebook, Instagram, internet, Pinterest, sosyal medya, Twitter, vine
-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen beğendiğiniz konulara yorumlar yazarak, diğer kullanıcıların takip etmesinde yarar sağlayınız
Hürriyet gazetesi, Milliyet gazetesi, Sabah Gazetesi, Posta gazetesi, Posta gazetesi, Habertürk gazetesi, Zaman gazetesi, Vatan gazetesi, Taraf Gazetesi, Radikal gazetesi, Cumhuriyet gazetesi, Türkiye gazetesi, Akşam gazetesi, Star gazetesi, Bugün gazetesi, Takvim gazetesi,Sözcü gazetesi, Yeni Şafak gazetesi, Aydınlık gazetesi, Yeniakit gazetesi, İnternetspor gazetesi, Fanatik gazetesi, Yurt gazetesi, Dünya Gazetesi
Meteoroloji,Hava Durumu,Hava Tahmini