Şoförün genç çifte yönelik sözlerine tepki gösterdiği için yumruklu saldırıya uğrayan Gökçe Koç'a ulaşıp, olayı teyit ettik.
Mağdur Gökçe Koç Ekşisözlük'e yaşadıklarını şu sözlerle yazdı:
Yer: Taksim Meydanı
Zaman: 17 Nisan 2011 Pazar saat: 22.50
25T hattıyla Sarıyer'e doğru gitmek üzere otobüse binerken şoför koltuğunun hemen arkasında kol kola oturan genç çifte tiksinircesine bakarak "Burası seks otobüsü değil, inin bu otobüsten yoksa bu otobüsü kaldırmam" diye haykırmaktan, ahlak polisliğine kalkışmaktan gocunmadığına şahit olduğum İETT şoförüdür.
Elbette İETT şoförünün bu yersiz ve son derece aşağılayıcı tavrına tam da otobüse binerken şahit olan ben de sessiz kalmadım ve ne cüretle böyle bir şeyi söyleyebileceğini kendisine sorduktan sonra otobüsü o çift inmeden kesinlikle kaldırmayacağını tekrar tekrar "gururla" vurgulayan bu şahıs olayı iyice şova dönüştürmekten de kaçınmadı.
Adını sordum, söylemedi. Küstah tavırlarına devam etti. "Orada plakam var çok meraklıysan al da öğren!" diyerek de meydan okudu. Genç çifti ve beni kışkırtmak için elinden geleni yaptı.
Bense bu otobüsün devletin malı olduğunu, İETT denilen kurumun da hepimizden alınan vergilerle işlediğini, keyfe keder birtakım bozuk, hastalıklı ahlak zabıtalığı anlayışıyla, üstelik de herkesin içinde o otobüsün yolcuları olan o genç çifti "kendi çapında" rencide edemeyeceğini yaptığının saygısızlık olduğunu haykırdım.
Olay orada kopmaya başladı. Bu sefer de söz konusu İETT şoförü şahsım üzerine oynamaya başlayarak "Sen de kim oluyorsun be! kaldırmıyorum işte var mı diyeceğin!" diyerek şova devam etti.
Olayın muhatabı çocuk tam küfür etmek üzereyken susturdum, sakın dedim, haklıyken haksız yere düşmeyelim. İnelim dedim, önce ben inmemekte ısrar eden bu arkadaşı ikna edip kız arkadaşıyla inmeye ikna ettim. Beraber gideriz dedim.
Biz indikten sonra şovuna ağır tahriklerle devam eden İETT şoförüne artık dayanamayıp bu otobüs bizim, ne senin ne de RTE'nin dedim ve sonra olay koptu, aralardan gelen bir vatandaş "Sen devletin malına nasıl zarar verirsin" diyerek hışımla bana saldırdı, onlarca yumruk yedim. Devletin malına zarar verme eylemim de ağır tahriklere devam eden İETT şoförüne sinirlenip lafımı otobüsü kapı gibi tokmaklayarak söylemekten ibaretti.
Bu olay Taksim'in göbeğinde yaşandı. MOBESE kameralarıyla dolu Taksim'in göbeğinde orada saldırıya uğrarken bir tane polis bile gelmedi, hiçbir vatandaş bana saldıran şahsı ayırmaya tenezzül dahi etmedi. Ne bir küfür ettim ne de karşılık verdim. Sadece yumrukları savuşturdum. Bir dakika içinde bana saldıran o şahıs da sonra birden bire kayboldu.
Orada bulunan trafik polisine gittim, asayiş polisi var ileride ona git dedi. Asayiş polisine gittim bu işin literatürü 155'i aramaktır dedi. İETT Hat Amirliği'ne gittim, bana bir şikayet formunu 10 dakika arayarak sadece uzattı. Ne kimse geçmiş olsun dedi ne de şikayetimi adam gibi kimseye iletebildim.
Birisi İmamın Ordusu mu demişti? İmamın Ordusu yok artık, İmamın Cumhuriyeti'nde yaşıyoruz da farkında değilmişiz, yazıklar olsun...
"Ben yanmasam, sen yanmasan, biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa..." Ne de güzel demiş Nazım Hikmet ama ne fayda? Orada bu olaya seyirci kalanlara da yazıklar olsun...
Bu ülkede çağdaş yaşamı, hukukun üstünlüğünü savunmak için daha kaç kişi yanacak?
Orada türbanlı diye bir yolcuyu rencide ederek otobüsü kaldırmamakla tehdit eden bir İETT şoförü olsaydı da gene aynı tepkiyi verirdim emin olun. Ben yandım, bir daha da yanarım. Ya siz?
Söz konusu otobüs 17 Nisan Pazar gecesi 22.55 seferini yapmakla yükümlü 34 TN 1992 plakalı 25T hattında Taksim'den Sarıyer'e seferi bulunan otobüstür. Halk otobüsü değil, bildiğiniz İETT otobüsüdür. Şoför de İETT memurudur.
Kız arkadaşı ile birlikte olayı yaşayan Onat Baş ise olanları Ekşisözlük'e şu sözlerle anlattı:
Bu olayı birlikte yaşadığımız vatandaşın da Ekşisözlük yazarı olmuş olması gerçekten çok büyük rastlantı. Çünkü o olayı bizzat yaşayan şahıs benim. Arkadaşımızın anlattığı olay kelimesi kelimesine doğrudur. Bize türlü hakaretler yağdıran şoförün tekme tokat giriştiklerini ben de kız arkadaşım gözlerimizle gördük. Bize başlığa da adını veren ithamdan çok daha ağırlarında bulunduğuna hepiniz emin olabilirsiniz.
Bize o kadar hakaret ettikten sonra saolsun insanlar beni sakinleştirdiler. Bir toplu taşıma aracında bizi adeta yerin dibine geçirdi bu şoför üstelik yaptığımız hiçbirşey yokken. henüz yeni binmişiz sarılıyoruz birbirimize ve arkadan bize seslenen "Onu burda yapamazsın burası şey yeri değil" diyen bir ses duyuyorum. Ne yeri değilmiş burası? diye sorduğumda "İnin lan arabadan burası seks otobüsü değil" diyor.
Nitekim bizi gerçekten indirdi arabadan. Bu başlığı açan yazar arkadaşımızın da dedikleri doğrudur. Olayı anlatmak bile istemiyorum.
Adını birçok kez sordum şoförün, ben İETT şöförüyüm. Çok istiyorsan resim çek dedi. Elimde bir veri olsun diye fotoğrafını çekmeye çalıştım, kaçarcasına bindi otobüse. Ben de sadece plakanın fotoğrafını çektim.
İnceleme başlatıldı
Konuyla ilgili konuştuğumuz İETT Basın Danışmanı Ömer Faruk Birpınar da, olayla ilgili incelemenin başlatıldığını ve Toplu İş Sözleşmesi gereği gerekli yaptırımların uygulanacağını ifade etti.
Saldırıya uğrayan ve şikayetçi olan kişiyle de görüşüldüğünü; kendisinden özür dilendiğini belirten Birpınar, "Şoförlerimizi öfke kontrolü konusunda eğitimlere tabi tutuyoruz ancak bu durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Olay incelenmektedir. Toplu İş Sözleşmesi ne gerektiriyorsa o yaptırım uygulanacaktır" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen beğendiğiniz konulara yorumlar yazarak, diğer kullanıcıların takip etmesinde yarar sağlayınız
Hürriyet gazetesi, Milliyet gazetesi, Sabah Gazetesi, Posta gazetesi, Posta gazetesi, Habertürk gazetesi, Zaman gazetesi, Vatan gazetesi, Taraf Gazetesi, Radikal gazetesi, Cumhuriyet gazetesi, Türkiye gazetesi, Akşam gazetesi, Star gazetesi, Bugün gazetesi, Takvim gazetesi,Sözcü gazetesi, Yeni Şafak gazetesi, Aydınlık gazetesi, Yeniakit gazetesi, İnternetspor gazetesi, Fanatik gazetesi, Yurt gazetesi, Dünya Gazetesi
Meteoroloji,Hava Durumu,Hava Tahmini